26 Nisan 2012 Perşembe



Çocukla uğraşmanın en güzel yanı hayatınızda hep "oyun" olması :))


Her sabah işine ce-eee oynayarak başlayan kaç kişi vardır ki!


Yine güzel bir gün ve yine bloğumun başındayım...aradan geçen uzun zamanı görmezden geliyorum ;)


Ce-eee demişken  0-1 yaş bebeklerinin sosyal-duygusal gelişiminden bahsedelim istiyorum biraz...


0-1 yaş döneminde bebek hayata merhaba demiş, anne karnının güvenli ortamından çıkmıştır...havayla, suyla, seslerle, ışıkla karşılaşan bebeğin bu ortama uyum sağlaması için zamana ihtiyacı vardır.


Bebeğiniz bazı reflekslerle dünyaya gelir. örneğin doğar doğmaz sizi emmeyi bilir, avcuna dokunduğunuzda parmağınızı yakalar...bu hazırbulunuşluk sayesinde anneyle bebek arasında bir iletişim başlar...emzirebilen anne bebeğini doyurabildiği için mutlu olur, annelik duygusu pekişir...
Bebeğin avcuna dokunduğunda parmağını tuttuğunu gören baba bebeğine gülümsemeyle bakar ve baba-çocuk ilişkisi başlar...


Bu dönemde bebeğiniz güven ve güvensizlik duygusunu öğrenir. 0-12 aylar arasında gelişmesi ve desteklenmesi gereken duygu "güven" duygusudur.

Peki bebeğimize güven duygusunu nasıl kazandırabiliriz?

 Çocuğun bu dönemde ilişki kurduğu en önemli kişi anne ya da anne yerine geçen ( bakım veren) kişidir. Anne-çocuk ilişkisinde süreklilik, tutarlılık ve aynılık sağlanabilirse; çocuk annesinin kendisini hep seveceğinden, isteyeceğinden ve terk etmeyeceğinden emin olabilirse; çocukta "güven" duygusunun temelleri atılır. Ağladığında kucağa alınan, altı kirlendiğinde temizlenen, doğru ve yeterli beslenmesi sağlanan, bakımı aynı kişi tarafından izlenen bebeğin güven duygusu da desteklenmiş olacaktır.


Özet olarak;
Her ağladığında bebeğinizin yanında olun, sakin ve sevecen bir ses tonuyla yaklaşın.
Sağlık, beslenme ve temel ihtiyaçlarını zamanında karşılayın.
Ona sarılın.
Gözlerinin içine bakarak onunla konuşun.
Sizi anlamadığını düşünmeyin. karşınızda bir yetişkin varmış gibi etrafınızda olup bitenleri anlatın.
Onunla konuşurken mimiklerinizi kullanın.
Zor geceler geçirebilirsiniz. Sabırlı olun, eşinizin ya da ailenizin yardım etme çabalarını geri çevirmeyin.


Bir sonraki yazımda bu dönemin sorunlarını konuşacağız...

                                                                                  Sevgiyle kalın....


3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili arkasim sana cok tesekkür ederim biz anneleri böyle önemli konuda bilgilendirdigin icinn..

Mine İNAL AKKAYA dedi ki...

teşekkür ederim arkadaşım ama mail adresinle bloğa üye olmadığın için "adsız" olarak görünüyorsun ve kim olduğunu bilmiyorum :))

Adsız dedi ki...

Eliz sezeryan doğduğu halde emme refleksi çok iyi idi. Doğumdan sonra birde sevinç refleksi test edildi. Arkaya yaslanınca boşa düştüğü anda kolları havaya kaldırması gerekiyordu, tanirmisin bilmem. Ben çok şaşırdım bunu görünce. Esşimi desteklemek için geceleri bezini değiştirmek için ben kalkıyorum. Bana pek zor gelmiyor. Ve Eliz'i gecenin o vaktinde gülümsemesini görmek paha biçilmez bir his. Kızım beni en çok sanki gözlüğümden tanıyor diye düşünüyorum. Beni sanki takip bile edebiliyorzannediyorum. Gelişimini görmek çok heyecanlı. Yalnız fazla kalabalıkta çok etkilendiğini hissediyoruz. O zaman baya rahatsız olduğu baya belli oluyor. Hatta birde çok kucaktan kucağa gezdirildimi hiç sakinleşemiyor. Umarım bu değerli bilgilerle katkım olur!!! Efdal