9 Eylül 2012 Pazar

Mini mini 1'ler....


Eğitime (zorunlu) başlama yaşının 72 aydan 66 aya çekilmesiyle birlikte her gün aynı cümleleri yaklaşık 20 kez dinliyorum sabırla ve anlayışla..kaygılı ailelerin sorularını bazen duymak istedikleri sözcüklerle, bazen duymak istemedikleri sözcüklerle yanıtlıyorum...
 
Şimdi o cümleleri bir de ben yazayım!
 
* kızımı anasınıfına kaydettirmeye gittim ama birinci sınıfa aldılar.
*benim çocuğum diğerlerinden çok küçük! iterler, döverler, zarar verirler kendini koruyamaz
*daha merdiven inemiyor kiiii
*anasınıfına gitti ama ben bir yıl daha gitmesini istiyorum.
*yemeğini bile ben yediriyorum.
*kendi kendine imkansız giyinemez.
* siz onaylıyor musunuz bu sistemi?
*çocuğuma hastaneden alacağım rapor askerlikte ya da ilerde karşısına çıkar mı?
*benim çocuğum yapamaz!
*hocam bi yardım et!
*boyu çok kısa bir de zayıf.


Veeee en çok duyduğum cümle...çocuğum tuvaletini kendisi yapamaz!
 En az duyduğum cümle....masa başında oturma süresi kısa!

Çoğu cümleyi anlayışla karşıladım, haklısınız dedim, sizi anlıyorum dedim. Ancak giyinme, yemek yeme ve tuvalet alışkanlığı mazeretlerini anlamak istemedim!

Gelişim basamaklarına göre çocuğunuzun herhangi bir özür, engel durumu yoksa çocuğunuz 3-4 yaşlarında bu becerilerin hepsini kazanabilir. Tabi ki siz öğrettiğiniz ve çocuğunuza izin verdiğiniz sürece!

Türk anne ya da aile yapısına baktığımızda bunu başarmak çok zor. Çünkü çocuklarımızı evimiz kirlenecek, üzerine yemek dökecek, tuvalet kirlenecek, çamaşırına bulaşacak, giysisi düzgün olmayacak kaygılarıyla büyütüyoruz. Bunu yaparken beceri kazanmalarına engel oluyoruz. Sonra okul vakti gelip çattığında eyvahlar olsun diyoruz...

Sevgili anneler ve babalar...

5,5 yaşındaki çocuklarınızı okula göndermek istememe kaygılarınızı çok iyi anlıyorum.
 Okulöncesi eğitimin 48. aydan itibaren zorunlu olması gerektiğini düşünüyorum.
 Ancak bu kaygılarınızın çocuğunuza geçtiğini, okuldan uzaklaşmasına sebep olabileceğini unutmamanızı istiyorum.


Hastanelerde hergün  bir çok ebeveyn acaba çocuğum adam resmini çizebilecek mi, yürüyebilecek mi, konuşabilecek mi diye gözünün içine bakarken, sizin çocuğunuz çok güzel bir adam resmi çizdiğinde ona kızarak bakmanızı, sorduğum sorulara doğru cevaplar verdiğinde gururlanmak yerine başınızı çevirmenizi anlayamıyorum...

Lütfen çocuklarınızı özgüvenli yetiştirin...doğru ya da yanlış bir sistemin içine girmiş, 5,5 yaşındaki çocuğunuzu yarın birinci sınıfa başlatmak durumunda kalmış olabilirsiniz...

Şimdi kolları sıvayın, kaygılarınızı bir kenara bırakın ve bu bir hafta çocuğunuza tuvalet becerilerini kazandırın, düğme iliklemeyi, ayakkabı bağlamayı öğretin. Bunları oyunla ve çocuğunuzu yormadan yapın. Her seferinde ona güvendiğinizi söyleyin. Başabilirsin deyin. Başaramadığında kimden nasıl yardım isteyeceğini öğretin. Kendi okul anılarınızı paylaşın. Sınıf kapılarında uzun süre vakit geçirmeyin, öğretmeninize güvenin ve işbirlikçi olun!

İlkokula 5,5 yaşında başlamış biri olarak tüm mini mini 1'lere, öğretmenlerine, ailelerine sabırlar ve başarılar diliyorum....

Kendi ilkokul öğretmenim Ayşe KALAY'ın da ellerinden öpüyorum...